SEDAT AÇIKBAŞ
Yazımın başlığı tabiki ironik anlamda. Yoksa savaşın hiçbir türlüsüne sıcak bakmam. Bizim nesil soğuk savaşın ortasında doğdu. Zamanın iki büyük devleti ABD ile SSCB (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği) tarafsız gözle bakacak olursak ‘vahşi kapitalizm’ ile ‘gayri insani komünizm’in temsilcileriydi. Tüm dünya ülkeleri de bu iki kutup etrafında toplanmıştı. Çin Halk Cumhuriyeti ise tamamen kapalı bir kutuydu.
Vahşi kapitalistlerle insanlıkdışı komünistlerin soğuk savaşı, değişik platformlarda sıcak savaşa dönüştü. Kore’den Viyetnam’a, Kamboçya’ya ülkeler kana bulandı. Güney Amerika’da, Avrupa ve Afrika’da anarşistler, komünist militanlar ve ‘Gladio’cular (kontrgerilla) tarafından iktidar savaşları verildi. Kana bulanmayan ülke kalmadı. ABD kendi ülkesindeki muhaliflerine, SSCB de rejim karşıtlarına hayat hakkı tanımadı.
Türkiye de bu iki gücün menfaatleri yüzünden çok acı çekti. Binlerce genç evladını sağ-sol çetışmasında kaybetti. Halbuki, -ajanlar hariç- hepsi de Türkiye’yi çok seviyordu, hepsinin gayesi de samimi olarak Türkiye’yi bağımsız kılmaktı. Nice ana kuzuları, masum insanlar bu yüzden hayatını kaybetti. İnsanlarımız ideolojilerle birbirlerine düşman edildi. Ülkemizin birçok yerinde insanlarımız birbirlerine kırdırıldı. Tüm bunlar olurken birileri servetlerine servet kattı, her olaydan sonra sevinçten göbekler atıldı. Bugünkü çektiklerimiz bile bu soğuk savaşın uzantılarıdır, kalıntılarıdır..
Bu yüzden soğuk savaş hakkında olumlu konuşmak çok anlamsız.
Gelelim bugüne.. Soğuk savaş 1990’da SSCB’nin dağılıp yaklaşık 20 ülkeye bölünmesiyle sona erdi. Dünyanın tek hakimi ABD oldu. Ülkeler ya ABD’nin dostu veya düşmanı olma seçeneğiyle karşı karşıya kaldılar. Ayrıca hangi ülkenin ABD’nin dostu, hangisinin düşmanı olduğunu tayin etme seçeneği de ABD’nin oldu. Yani bir ülke istediği kadar ABD’nin düşmanı olmadığını söylerse söylesin, ABD o ülkeyi bir kere düşman ilan ettiyse yapacak birşey yok.
ABD’nin yapmak istediği birşeyi engelleyecek başka bir ülke kalmadı dünyada. Çin zaten Uygur kardeşlerimizi ve Tibetlileri katletmekle meşgul. ABD’ye karşı hiçbir olumsuz tavrı yok! Bu iki ülke şimdilik açıkça çekişmiyor..
Şimdi yeni bir soğuk savaş tehdidiyle karşı karşıyayız. Bence ‘yeni’ soğuk savaştan faydalanmalıyız. ABD, Rusya’ya yaklaşan bir Türkiye’ye artık istediğini yaptıramaz. ABD Irak ve Afganistan’da olduğu gibi dünyanın birçok yerinde rahatça istediğini yapamaz. İstediğini düşman ilan edip, yok edemez..
Benim tarafım –gençlik yıllarında azılı düşmanı olduğum- Rusya’dır.. Yalnız dikkat etmemiz gereken birşey var; Rusya’nın da fazla güçlenmemesi gerekiyor. Yoksa Türkiye’yi lüp diye yutar da kendimizi bir anda Rus işgali altında buluruz.
Önemli olan bu iki gücün birbirlerini kırmasını desteklemektir. Tıpkı bu iki gücün tüm dünyayı birbirine kırdırdığı gibi. Türklerin dünya görüşü bellidir. Yüzyıllarca dünyanın en güçlü devleti olmasına rağmen yönettiği ülkelere adalet götürmüştür; barış ve insanlık götürmüştür..
Yeni soğuk savaş Türkiye için iyi bir fırsattır. Yeniden eski güçlü günlerimize dönebiliriz.