Haberin Doğru Adresi

Avrupa'da Yaşayan Türklerin Haber Sitesi

BEN SİZİN ŞİKE YASANIZIN..

Posted by almanyahaber Kasım 26, 2011

Ne hikmetse Anadolu topraklarında yaşayanların, havasını soluyanların, suyunu içip, ekmeğini yiyenlerin genlerine işlemiş bir durum sözkonusu. Bir işi yaparken mutlaka bir yerlere yaranmaya çalışırız veya birilerini yargısız infaz ederiz. Ezcümle; ifrat ve tefritte üzerimize yok!..

Şike yani resmi adıyla ‘Sporda Şiddet Yasası’ çıkarılırken de esmiş, savurmuşuz. Avrupa’da veya ‘modern’ dediğimiz ülkelerde; cami yakanlara; 87 kişiyi öldürenlere; iki çocuğu tecavüz ettikten sonra öldürenlere ve 12 yıl hapis yatıp tahliye olduktan sonra tekrar aynı suçu işleyenlere; Türkleri yakarak öldüren ırkçılara en fazla 15 yıl hapis cezası veriliyor. Bizde ise ‘şike yaptığı iddia edilenlere’ neredeyse peşinen ‘idam’ cezası veriliyor; mahkemeye çıkmadan yargısız infaz yapılıyor.

Burada sorulacak soru; ‘Biz mi yanlış yapıyoruz yoksa Avrupalılar mı?’.. Elbette Avrupalılar yanlış yapıyor ama biz de doğrusunu yapmıyoruz; bu da bir gerçek. Bir de biz hem doğrusunu yapmıyoruz hem de ‘zanlılar’ mahkemeye çıkarılmadan onları mahkum ediyoruz. Böyle zihniyetin ben…

Böyle bir zihniyet ancak Afrika’nın balta girmemiş ormanlarında yaşayan ilkel kabilelerde mevcuttur. Kabilenin ‘büyücüsü’ herhangi bir olayda suçluyu gösterir ve suçlu hemen kaynayan kazana atılır. Öyle filmlerdeki gibi ‘Tarzan’ gelip, kaynayan kazandaki o kişiyi kurtaramaz.

İnsanların ‘masumiyet karinesi’ yargılanıp, mahkum edilinceye kadar sürer. Masumsa zaten beraat eder ama bizde bir kere ‘zanlı’ durumuna düştüğünüz zaman hiçbir şey sizi kurtaramaz; beraat etseniz bile..

Son şike yasasında da aynı şeyi yaşıyoruz. Şike yaptıkları iddia edilen ama şimdiye kadar resmi olarak hiçbir delil açıklanmamasına rağmen, birçok başkan, yönetici, antrenör ve sporcu aylardır hapishanelerde kelimenin tam anlamıyla ‘çürüyor’.. İddia makamı hiçbir resmi açıklamada bulunmuyor ama medyada tutuklu ‘zanlılar’ hakkında en olmadık şeyler yazılıyor, çiziliyor, iddia ediliyor hatta; iftira ediliyor. İddia makamı Savcı bunları yapanlar hakkında bile bırakın tahkikat açmayı, bir açıklama yapma cesareti dahi gösteremiyor. Savcı görevini yapmıyor; öyleyse in oradan aşağıya!..

Bir de utanmadan Savcı’nın Fenerbahçeli olduğu iddia ediliyor. O savcı Fenerbahçeliyse, ben değilim. Hatta İbrahim Tatlıses Fenerbahçeliyse ben değilim!.. Tatlıses ayrı bir konu ama o Savcı’nın Fenerbahçe’ye ‘kıyak’ yapmasını beklemiyoruz; istemiyoruz. O Savcı zaten ‘kıyağı’ Trabzonspor’a yaptı. Şike girişiminde ‘başarısız’ olan Sadri Şener’i tutuksuz yargılanmak üzere serbest bıraktı.

Aslında, saygı duyduğum Sadri Şener’in tutuksuz yargılanması çok doğal ve işin doğrusu da bu. Neticede Sadri şener insan öldürmedi. Ama söz konusu Aziz başkanımız olunca o Savcı görevini kötüye kullandı. O Savcı, ‘yasalar böyle diyor’ diyerek işin içinden sıyrılıyor. Bu da olabilir, yasalar savcını elini kolunu bağlayabilir ama medyada çıkanlar karşısında sessiz kalması ‘dilsiz şeytan’ tanımına birebir uyuyor!.. (Tutukla beni Savcı, Türkiye’ye geldiğim zaman)..

Tabi bunları Türkiye’de yaşasaydım kesinlikle yazmaya cesaret edemezdim; bunu da itiraf edeyim. Ne olur ne olmaz, ‘kim vurdu’ya gidebilirdim..
Neticede, yasada değişiklik yapıldı ve normale dönüldü. Birazdan tahliyeler başlar. Ama kamuoyundaki bazı ‘bazı ş..ler’ yasanın hâlâ birileri için değiştirildiğini ısrarla yazıyor, çiziyor, söylüyor. Bu ‘ş..’lere’ soruyorum: “Sizin bir yakınınız aynı durumda olsaydı aynı şeyleri yazıp, çizebilir miydiniz?”

Bu sorum çok önemli.. Trafikte emniyet şeridini kapatanlar yüzünden ambulanslarda hastalar ölüyor. Emniyet şeridini kapatan ‘şerefsizlerin’ bir yakını veya kendisi aynı şekilde ambulansta ölse diye temenni ediyorum…

Yorum bırakın