SEDAT AÇIKBAŞ’ın YORUMU
Belki başlığa bakıp “Ne insanlığı, zaten hiç insan olmadılar ki..” diyenler de çıkabilir. İşin o tarafına hiç girmeden Avrupa’nın gerçekten de son yüzyıldan beri müthiş bir ‘manevi’ boşluğun içinde olduğunu belirtelim. Değerler karma karışık olmuş, kavramlar gerçek anlamlarını ifade etmez hale gelmiş. Kendi toplumunun değerlerini ve kutsallarını hiçe sayan bir toplum oluşmuş; yetmemiş, başka inançlara saldırmaya başlamış.
Belçika’daki çocuk pornografisi olaylarını hatırlayın. Ülkede bunun için çeteler kurulmuş, etkin ve yetkin yöneticilere, siyasetçilere çocuk temin edilmiş. Belçika’da son 30 yılda 1000’den fazla çocuk cinsi sapıklar tarafından kirletildikten sonra öldürülmüş. Belçika polisinin meşhur operasyonlarıyla çok sayıda çocuk cesedi ortaya çıkarılmıştı. Birçok işadamı ve siyasetçi tutuklanmıştı.
Fransa ve Hollanda da bu konuda çok sayıda olay kayıtlara geçti. Üstelik Hollanda erkek erkeğe evlenmeye izin veren ilk ülke olarak tarihe geçti. Yani Hollanda’da ahlaksızlık ‘tavan’ yaptı. Almanya’da Berlin’e Hükümet eden Büyükşehir Belediye Başkanı “Ben homoseksüelim, hayatımdan da memnunum” derken, Paris’in eski Belediye Başkanı kenti ‘homoların başkenti’ yapmak istediğini söyleyerek bu konudaki cüretini ve ahlaksızlıkta sınır tanımadığını ortaya koydu.
Almanya’da son yıllarda birçok genç kız veya kadın, doğurdukları gayri meşru çocukları öldürerek biryerlere bırakıyor, gömüyor veya atıyor. Sadece son 5 yılda bu şekilde öldrülüp çöpe atılan, biryerlere gömülen veya derin donduruculara konulan 78 bebek cesedi bulundu. Hele bir annenin tam 8 yavrusunu doğumlarından kısa bir süre sonra öldürerek gömmesi, olayı araştıran polisleri bile şoke etti.
Avusturya ise son olarak sapık Fritzl olayı ile gündeme geldi. İnsanın tüyleri ürperiyor. Bir insan nasıl öz kızına 24 yıl boyunca tecavüz eder ve 7 çocuk doğurtur. 73 yaşındaki Fritzl’in bu tecavüzü planlamış olması, ‘seks kölesi’ olarak kullandığı öz kızını bodrumda yaptığı hapishanede yaşatması akıl alacak gibi değil. Tecavüz olayının 24 yıl gizli kalması da mümkün değil. Mutlaka birileri biliyordu ve buna göz yumuyordu.
Ensest ilişkiler sadece Avusturya’da değil, Almanya’da da yaygın. Daha bundan 10 yıl önce iki kardeşin ensest ilişkisinden özürlü bir çocuk doğdu. Alman hakimler bu ensest ilişkiye ceza vermediler. Daha sonra iki kardeşten bir özürlü çocuk daha doğunca, mahkeme kardeşlerin biraraya gelmesini yasakladı. Biraraya gelmeleri fıtratça zaten yasak olan ve bunu dinlemeyen, yasaların yasağını mı dinler?!. Derken iki öz kardeşten bir özürlü çocuk daha doğar. Etti mi 10 yıl içinde ensest ilişkiden özürlü 3 çocuk. Alman hakimler şimdi: “Biz ne halt ettik..” diye düşünüyorlar.